Hayatımızın değişilmez figürlerinden biri olan taşınabilir bilgisayarların piyasaya çıkışının 40. yaşı 2008 yılında kutlandı. Evet, şimdilerde neredeyse birçok kimsenin sahip olduğu hatta masaüstü bilgisayarlara bile tercih edilmeye başlanan taşınabilir bilgisayarların atası 1968’de sadece bir taslak halindeydi.
Xerox PARC’ta çalışan Alan Kay bu taslağı çizdiğinde çalışma arkadaşları bunun bir çılgınlık olduğunu ve yapılmasının mümkün olmadığını söylüyorlardı. Alan Kay’ın o zamanlar çizdiği bu hayal ötesi taslağı, henüz piyasada uygulayan olmadı. Bu taslağa en yakın olan cihazlar ise, yerleşik klavye sistemi sebebiyle cep telefonları.
Bu taslaktan sonra ilk taşınabilir bilgisayar, 13 sene sonra tarihler Nisan 1981’i gösterirken Osborne1 adıyla piyasaya çıktı. 4MHz Z-80 işlemciye ve 64KB RAM’e sahipti. 2 floppy sürücüsü, her satıra 52 karakterin geldiği 24 satırlık 5” ekranıyla yaklaşık 12 kilo ağırlığındaydı. 1795 dolar ile piyasada yerini alan Osborne1, büyük bir başarı göstererek ayda 10.000 adetlik bir satışı yakaladı.
Kasım 1982’de tasarım olarak Osborne1’den çok farklı olmayan, IBM uyumlu ilk taşınabilir bilgisayar, Compaq tarafından 3590 dolar bedelle piyasaya sürüldü. Compaq Portable’ın ek bir özelliği vardı. Grafik kartı ve dahili ekranı, yüksek çözünürlükteki yazıları ve CGA grafikleri rahatlıkla çözebiliyordu.
Osborne1 ve Compaq Portable’a rağmen, taşınabilir bilgisayarların esas babası olarak kabul edilen Grip Campass 1982’te piyasaya çıktı. İstiridye kabuğu tasarımı, kişiye özel işletim sistemi, 320×200 ekranı, yaklaşık 5 kilo ağırlığı olan taşınabilir bilgisayarın fiyatı 8000 dolardı.
Rekabetin artması ve teknolojinin gelişmesiyle beraber firmalar model üstüne model çıkartmaya başladılar. Gavilan SC ve Sharp PC-5000, Epson HX-20, Kyocera Kyotronic 85 devamında gelen taşınabilir bilgisayarlar.
Nisan 1986’da piyasaya çıkan TRS-80 Model100, IBM’in ilk 3,5” floppy sürücüsüne sahipti. TRS-80 Model100’ün ağırlığı ise 6 kiloydu. PC World o zamanlar TRS-80 Model100’ü bütün zamanların en büyük 25 bilgisayarı ve 10 en önemli taşınabilir bilgisayarı ilan etti.
Bu döneme kadar çıkan taşınabilir bilgisayarlar, CGA ekranlara ve ağır işlecilere sahiptiler. Bu sebeple tam bir performans alınamıyordu. Ancak 1988’de Compaq SLT/286 VGA ekranıyla piyasaya çıktığında VGA ekrana sahip ilk taşınabilir bilgisayar olarak tarihe adını yazdırmıştı. 20 MB sabit distek sahip bilgisayar 12 MHz 80C286 işlemcisine sahipti. 7 kilo ağırlığında olan bilgisayarın derinliği 8,5” değerlerindeydi. Klavyesi ayrıca kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştı. Bütün bu özelliklere rağmen çok ağır ve kalın olarak eleştiriliyordu.
Eylül 1989’a gelindiğinde ise Macintosh Portable piyasaya çıktı. İlk etapda Compaq SLT/286’ın uğradığı ithama uğrayarak ağır ve pahalı olduğu için büyük eleştiri alsa da Toshiba, Compaq SLT ve NEC UltraLigt’lara göre daha iyi durumda olduğunu kanıtladı. 640×480’lik ekranı, 10 saatlik pil özelliği olan Portable’ın işletim sistemi ise MacOS idi. Aynı dönemde çıkan DOS işletim sistemine sahip 12 MHz 286 işlemcili taşınabilir bilgisayarla karşı, 16 MHz’lik işlemcisi ile bir devrim oluşturmuştu.
Macintosh’un Şubat 1993’te çıkardığı PowerBook 165c ise 256 renki destekleyen ilk taşınabilir bilgisayar unvanını alıyordu. 1994’te PowerBook 500 ailesi yerleşik ethernet, stereo hoparlörler, 16-bit stereo ses sistemi, genişleme modülü ve otomatik uykuya geçme özelliklerine sahip durumdaydı. Ocak 2001’de çıkan PowerBook G4 ise hala dünyanın en ince taşınabilir bilgisayarı olarak ünvanını korumakta.
Taşınabilir bilgisayarlar yazının başında da belirttiğimiz gibi artık çok rahat bir şekilde masaüstü bilgisayarların yerini alabilir duruma geldi. Bu gelişmelerin neticesinde son zamanlarda popüler olan ve netbook olarak tanımlanan, daha küçük ve enerji kullanımı minumuma düşürülmüş taşınabilir bilgisayarlar kullanılabilirliğini arttırdı. Her ne kadar üreticiler kar marjının az olması ve rekabetin yoğun olması sebebiyle bu sektöre pek sıcak bakmasalar da kullanım oranı gittikçe artmakta.
Taşınabilir bilgisayar teknolojisi ise şu dönemlerde üç boyutlu ekranlara ve ekran yerine gözlük şeklinde kullanılabilir tasarımlara ulaşabilecek durumda. Alan Kay’ın, 1968 yılında çizdiği taslağa benzer bir bilgisayar yapılmadıysa da yakın bir zamanda klavyesiz ve sadece ses komutuyla idare edilebilen, taşınabilir bilgisayara kavuşabileceğimize inanıyorum.