Teknolojinin insanlar için mecburiyet olduğu günümüzde teknolojisiz hiçbir şey yapamaz hale geldik. Her yeni teknolojinin çıkmasından bir müddet sonra halk arasında yaygınlaşması ve yüksek seviyeli bir kullanım yüzdesine ulaşmasından sonra hep aynı konuşmalar yapılmaya başlandı.
“Biz daha önce bunu kullanmadan nasıl yapıyormuşuz”, “Valla dedeciğim sizi anlayamıyorum, bu olmadan nasıl yaşadınız. Şu olmadan sanki hayatın anlamı yok benim için”, “ağabeyciğim, bu cihaz insanlığı kurtaran cihazdır. Bu bulunmadan önce yaşayan insanlar bence çok büyük şey kaybettiler.” şeklinde konuşmalar uzayıp gitmekte. İnsanın aklına gelmiyor değil ama gerçekten de biz teknoloji bu kadar gelişmeden önce ne yapıyorduk? İnsanlar birbirlerine nasıl ulaşıyorlardı?
Evimizde bile telefon olmadığı zamanları gözümüzün önünüze getirdiğimizde, aslında iletişim alanındaki vahametin ne kadar da büyük olduğunu anlayabiliriz. Televizyon olmadığı zamanlar akşamları ne yapıyorduk? Ne yaptıklarını tahmin etmek zor çünkü kimse o dönemleri artık net olarak hatırlayamıyor.
Ortaya tek bir soru çıkıyor o zaman. Biz nerede yanlış yaptık? Teknolojiyi kullanalım derken acaba o mu bizi kullanmaya başladı? Büyük bir ihtimalle bu sorunun cevabı “Biz teknolojiyi gerektiği gibi kullanmayı beceremedik” olacaktır.
Acaba biz teknoloji hakkında bu şekilde düşünürken, geçmiş dönemlerde ki insanlar bu buluşlara ne tür tepkiler vermişler? Bunun ile ilgili gerçekleşen durumu ortaya koyabilmek adına, söylenen sözlerin en meşhurlarını değerlendirmek istedik. Aslında değerlendirmek çok zor çünkü bu sözler şimdi okuduğumuz zaman bizleri gülme krizlerine sokabilecek nitelikte. Tabi gülmeden önce bu sözlerin söylendiği zamanı göz önüne almak gerekmekte. Günümüzde, böyle bir olayla karşılaşmış olduğumuzu düşünürsek yeni bir teknoloji hakkında çok fazla şaşırmamakla beraber, hemen o bu yeniliğin bize nasıl bir avantaj sağlayabileceğini araştırıyoruz. Tabi biz bu tepkiyi teknolojinin imkânlarını yeterince içimize sindirdiğimiz bir dönemde veriyoruz.
Gelin şimdi teknolojiler ile ilgili konuşulan sözleri ve o teknolojinin günümüzdeki durumlarını kısaca değerlendirelim.
“Atlar her zaman kullanılacaktır. Otomobil ise ancak geçici bir moda olabilir.” –
Henry Ford’un kredi talebi uzerine otomotiv sektörünün geleceği konusunda ekspertiz veren bir banka Müdürü 1903
Söylenen bu söze karşı, TÜİK’in yakın bir tarihte açıkladığı Türkiye’deki araç sayısı ile ilgili verdiği bilgileri söylemenin ötesinde bir şey yapmanın çok fazla anlamı yok.
“Türkiye’de toplam taşıt sayısı 2004 yılında 10 milyonu aşarken, 2005 yılında 11 milyonu geçti. Bu yıl Ocak ayı sonu itibarıyla ise toplam taşıt sayısı 12 milyonu aşmıştır. Günümüzde saat başına 1 araç satışının yapıldığı düşünülüyor.”
“Bilgisayarlar gelecekte belki sadece 1,5 ton ağırlığında olacaklar.” – Popular Mechanics Dergisi – 1949
iPad, çılgınlığı yaşadığımız bu günlerde, size iPad’in kısaca özelliğini aktarmakla yetinilmesi gerekir diye düşünüyorum.
“9,7 inçlik dokunmatik LED ekrana sahip olan iPad, Apple’ın kendi 1GHz’lik A4 işlemcisi ile donatılmış. 16, 32 ve 64 GB olmak üzere 3 farklı depolama kapasitesi ile gelen cihazda Bluetooth, WiFi, pusula bulunuyor. Ağırlık bakımından ise iPad model farkına göre 680 gram ile 730 gram arasında değişebilmektedir.”
“Radyonun geleceği yok.” – Lord Kevin – İskoçyali fizikçi
Televizyonun ve üç boyutlu sinemaların gelişiminin zirveye ulaştığı dönemlerde bile insanlar radyoya ihtiyaç duyabiliyor. Bütün bu baş döndürücü teknolojiye rağmen radyosuz yapamıyoruz.
“Uçaklar hoş oyuncaklar. Ama askeri bir değerleri yok.” – Mareşal Ferdinand Foch, I.Dünya Savaşı’nda Fransız Orduları Başkomutanı 1911
Bununla ilgili şu anda uçak üretici firmalarının model üstüne model üretme yarışında olduğunu ve II. Dünya Savaşı’nda ülkelerin askeri uçakların nasıl bir üstünlük sağladığını, pilotların savaşların kazanılmasında ne derece bir önem arz ettiğini belirtmeye gerek yok.
“Denizaltıların savaşta ne işe yarayabileceğini anlayamadım. En fazlasından mürettebatın boğularak ölmesine sebep olabilir.” – H. G. Wells – yazar 1901
İngiltere I.Dünya savaşını denizlerdeki, gerek su üstünde bulunan gemileriyle, gerekse de denizaltılarıyla kazandı. Günümüz dünyasında hala çok büyük bir öneme sahip olan denizaltıların sağlamlığı, teçhizatının yüksek kapasiteli olması, ülkelere bulundukları bölgelerde yüksek söz hakkına sahip olmasını sağlıyor.
“Televizyon en geç altı ay içinde piyasadan silinecektir. İnsanlar her akşam böyle bir kutuya bakmak istemez.” – Daryik F. Zanuck – Twenty Century Fox’un başkanı 1944
İnsanlar şu sıralarda akşamları böyle bir kutuya bakmaktan başka hiç bir şey yapamaz duruma geldiler. Burada şunu da belirtmek gerekir ki, televizyonun zararlı bir teknoloji olduğunu o zamanlar söyleyenlere kesinlikle katılmak gerekir. Her akşam televizyon karşısında saatlerce durmaktan başka bir şey yapamamanın aciziyeti içindeyiz.
“Artistlerin konuşmalarını kim duymak ister ki?” – Harry M. Warner, film endüstrisi yöneticisi. O sıralarda yeni icat edilen sesli film hakkında 1927
Zamanında bu sözlerin söyleyen Warner’ın şu anda varsa torunları herhalde evlerindeki surround ses sistemleriyle film keyfini yaşarken, bir yandan da dedeleriyle dalga geçiyor olabilirler.
“Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecek herşey icat edildi.” – Charles H. Duell – Amerikan Patent Dairesi Başkanı 1899
Günümüzde kalkıp birisi böyle bir söz söylese ne kadar garip karşılanacağını söylemeye gerek yok diye düşünüyorum. Zamanında bu sözü söyleyen Charles H. Duell, şimdi gelip patent bürolarına yapılan başvuruları ve bu başvuruların kabul edilme oranlarını görse nasıl bir tavır takınır diye düşünmeden yapamıyorum.
Yeni teknolojiler ile ilgili zamanın da söylenmiş birçok söz var. Hepsini burada belirtecek yerimiz yok, buna gerek de yok. Zaten genel itibari ile hepsi bu tür yorumlarla dolu.
Yazının başında da dediğimiz gibi bu tip yorumlar bize komik gelebilir ama bir de o insanların bulunduğu dönemin şartlarını göz önünde bulundurmak gerekir. Dönemimizde yapılacak olağanüstü bir buluşun bizde yapacağı etkiyi düşünerek hareket etmeliyiz. Örneğin şimdi bilim insanları, geliştirilen biyolojik bir teknoloji sayesinde insanoğlunun araçsız uçabileceğini söylediği zaman nasıl bir yorum yapıyorsak, işte bu o zamanki insanların yorumlarıyla aynı değere ulaşır.
Her zaman dediğimiz gibi; Teknoloji bizi değil, biz teknolojiyi kullanalım ve etrafımızdaki elektronik oyuncakların esiri olmayalım. Bazen arabaları kullanmak yerine kısa mesafelere yürüyerek gidelim. Yılda bir hafta belirleyelim ve hiç televizyon, bilgisayar ve radyo kullanmayalım. Bazı aylar çamaşırları elde, leğende yıkayalım. Bir gece boyunca hiç elektriği açmadan kandil yağının ışığı altında oturalım.
Ancak bu tip bir davranışlar içerisinde bulunduğumuz zaman, teknolojinin nasıl bir zaman tünelinden geçtiğini ve ne zorluklar çekildiğini anlayabiliriz. Bu tip zorluklar aslında bizim şu anda elimizde bulunan imkânların kıymetini bilmemizi sağlar ve bizi daha bilinçli kullanmaya iter.
Teknolojiyi kullanabilmeniz dileğiyle…