Doksan dört senedir tartışılan bu meselenin cevabı, bahsi açan kesimin ideolojisine göre farklı mecralara sürüklenmeye, herkesin kendi doğrusu mantığında fikirlerle tartışılmaya devam ediliyor.
Aslında Lozan; Osmanlı Devleti’nin siyasi mevcudiyeti ile birlikte İngilizlere ayak bağı olan hilafete son vermeyi amaçlayan ve dahi tarihî “Şark Meselesini” resmen halleden bir muahededir. (İnönü’nün; “Lozan, 4 senelik bir muharebenin değil, 600 senelik Osmanlı Devleti’nin hesabını görmüş ve kesin olarak neticelendirilmiştir” sözü de tam manasıyla bunu ifade etmektedir.)
Lozan; altı asırlık bir mirası gömüp, yeni devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin yüksek kayıplara rağmen istiklalinin ve beynelmilel sistem tarafından kabulünün tasdik edildiği bir muahededir.
Lozan; Türkiye’nin Mısır, Sudan, Kıbrıs ve Libya gibi o devirde bile hâlâ hukuken Türklere ait yerlerdeki haklarından, kendi isteği ile feragat ettirilmesidir. Yunanistan ve İtalya’nın Doğu Akdeniz adaları ile on iki ada üzerindeki hükümranlık haklarının da Türkiye tarafından tasdik edilmesidir. Yani kısacası Lozan, istiklal gibi gösterilip bu milletin boynuna takılan bir tasmanın resmiyete dökülmüş hâlidir.
Lozan; yeni devletin, kurulan yeni düzende kapitalist sisteme olan mecburi bağımlılığının ve bunun başta İngiltere olmak üzere batılı devletler tarafından tasdik edilmesini gösteren bir muahededir. Diğer bir ifadeyle gelişen ve küreselleşen yeni dünya düzenine biat talebi ve cihanın yeni efendileri tarafından bu talebin kabul edilmesidir.
Lozan; I. Küresel Paylaşım Birlikteliği (I. Cihan Harbi) ile bu bölgenin sınırlarının, temelinden bozulmasına sebep olacak yeni dünya düzeninin tatbik edilmesidir. Orta Doğu’nun ne olacağından çok kime ait olacağı veya nasıl paylaşılacağı sorusu için üretilmiş bir cevaptır. Temelde muharebenin çok öncesinde tasavvur edilen ve uzun yıllar tatbiki için çalışılmış emperyalist bir sözleşmenin adıdır.
Lozan; başımıza gelen bütün musibetlerin müsebbibi olan ve her hadiseden ustaca sıyrılmasını bilen İngilizlerin, Türkiye için düşman değil, dost ilan edilmesinin ve bunun resmiyete dökülmesinin adıdır.
Lozan; Bütün millî devletlerin kuruluşuna vesile olan muahede, anayasa vb. şeylere kutsiyet atfettiği gibi Lozan’da ‘Osmanlı’nın küllerinden doğan -ancak idare sistemi ve zihniyeti ile geçmiş ile bağı koparılmış- yeni devletin kurucu vesikası, âdeta bir mukaddes metnidir.
Lozan; İmparatorluk olan, üç kıtaya hükmeden ve tek hanedan ile idare edilme muvaffakiyeti ile iftihar eden Osmanlı’nın; dünyanın altı büyük imparatorluğundan biri olma hususiyetine haiz ve yetmiş iki milleti bünyesinde barındırır iken, az bir vakit sonra alelade bir Asya millî devletine devşirilmenin bariz vesikasıdır.
Lozan; İngiltere’nin başını çektiği Batı koalisyonunun, Sykes-Picot ile Osmanlı Devleti’nden boşalan topraklara, irili ufaklı kukla devletlerden ibaret bir yeni dünya kurulmasının vesikasıdır.
Lozan; İngilizlerin, âli menfaatleri için İstanbul hükûmetini, Ermenileri, Kürtleri, Rumları, İtalyanları, hatta Fransızları satıp, Ankara ile birlikte hareket etme teşebbüsünün arkasındaki gizli oyundur.
Lozan; Osmanlı’nın tasfiyesinin hukuki temele oturtulduğu, İngiliz-Fransız-ABD emperyalizmi açısından petrol bölgelerini kimin kontrol edeceğinin kararlaştırılma çalışmasıdır.
Netice olarak Lozan; saltanatı ve hilafetini kaybeden ve mazisi hiç hâline getirilen muhafazakârlar için hezimet vesikası, diğer kesim için ise maziyi görmezden geldikleri ve bu vesileyle sıfırdan bir devlet kurdukları için zafer vesikasıdır.
- Tags: abd, emperyalizm, fransız, hilafet, I. Cihan Harbi, ingiliz, lozan muahedesi, saltanat, şark meselesi, Sykes-Picot